Reading Turkish: Silber - Rüyalar Kitabı 1 16 - Chapter 1-o

QuestionAnswer
airplaneuçak
flightuçuş
The flight had passed greatUçuş harika geçmişti
turbulencetürbülans
we hadn't entered a turbulancetürbülansa girmemiştik
to vomitkusmak
to have to /to be obliged tozorunda kalmak
Mia didn't have to vomitMia kusmak zorunda kalmamıştı
that is /namely / I meant /soyani
so Mia didn't have to vomityani Mia kusmak zorunda kalmamıştı
differentfarklı
usualher zamanki
unlike any other time /different than usualher zamankinden farklı olarak
a manbir adam
fatşişko
a fat manşişko bir adam
next to a fat man (direction)şişko bir adamın yanına
to be suited to / to come across / to occur at the same time as /to be suitabledenk gelmek
I was not suited next to a fat manşişko bir adamın yanına denk gelmemiştim
beerbira
to smell /to smell ofkokmak
smelling of beerbira kokan
carrion /carcass (dead rotten body)leş
putrid / evil smelling /malodourous (l)leş gibi kokan
stinking (putridly) of beer /qui pue la bièreleş gibi bira kokan
I was not suited next to a fat man stinking of beerben leş gibi bira kokan, şişko bir adamın yanına denk gelmemiştim.
I was this time, unlike any other time, not suited next to a fat man stinking of beer.Ben her zamankinden farklı olarak bu kez leş gibi bira kokan, şişko bir adamın yanına denk gelmemiştim.
armkol
his armkolu
with his armkoluyla
to poke /to prod continually /to jostledürtüklemek
poking me with his armkoluyla beni dürtükleyen
constantly /incessantly/continuously /always (s)sürekli
poking me constantly with his armkoluyla beni sürekli dürtükleyen
a fat man poking me constantly with his armkoluyla beni sürekli dürtükleyen şişko bir adam
a fat man stinking of beer and poking me constantly with his armkoluyla beni sürekli dürtükleyen ve leş gibi bira kokan şişko bir adam
I was this time unlike any other time not suited next to a fat man stinking of beer and poking me constantly with his arm.Ben her zamankinden farklı olarak bu kez koluyla beni sürekli dürtükleyen ve leş gibi bira kokan, şişko bir adamın yanına denk gelmemiştim.
The flight had passed great, we hadn't entered a turbulence, so Mia didn't have to vomit and I was this time unlike any other time not suited next to a fat man stinking of beer and poking me constantly with his arm.Uçuş harika geçmişti, türbülansa girmemiştik, yani Mia kusmak zorunda kalmamıştı ve ben her zamankinden farklı olarak bu kez koluyla beni sürekli dürtükleyen ve leş gibi bira kokan şişko bir adamın yanına denk gelmemiştim.