when he saw | gördüğü zaman |
When he saw Lucy | Lucy gördüğü zaman |
he was so surprised that | öyle şaşırmıştı ki |
When he saw Lucy, he was so surprised that | Lucy'yi gördüğü zaman öyle şaşırmıştı ki |
all (b) | bütün |
all his packages | bütün paketleri |
to drop /to cause to fall | düşürmek |
to drop to the ground | yere düşürmek |
he dropped all his packages to the ground | bütün paketlerini yere düşürdü |
When he saw Lucy, he was so surprised that he dropped all his packages to the ground. | Lucy'yi gördüğü zaman öyle şaşırmıştı ki bütün paketlerini yere düşürdü. |
Goodness gracious me! / Omg! / Help! /oh! | Aman aman |
to shout in amazement | hayretle bağırmak |
'Good gracious me!' shouted the Faun in amazement | 'Aman aman', diye hayretle bağırdı Faun. |