This must be a big cupboard. | Bu çok büyük bir dolap olmalı. |
... thought Lucy. | ... diye düşündü Lucy. |
"This must be a big cupboard." thought Lucy. | 'Bu çok büyük bir dolap olmalı.' diye düşündü Lucy. |
still advancing | hâlâ ilerleyerek |
to push | itmek |
side (k) | kenar |
to the side | kenara |
pushing coats to the side | paltoları kenara iterek |
still advancing and pushing coats to the side | hâlâ ilerleyerek ve paltoları kenara iterek |
"This must be a big cupboard." thought Lucy still advancing and pushing coats to the side. | 'Bu çok büyük bir dolap olmalı.' diye düşündü Lucy hâlâ ilerleyerek ve paltoları kenara iterek. |
soft | yumuşak |
fold / Falte | büklüm |
the soft folds of the coats | paltoların yumuşak büklümleri |
pushing the soft folds of the coats to the side | paltoların yumuşak büklümlerini kenara iterek |
to open a way | yol açmak |
for oneself | kendine |
to open a way for oneself | kendine yol açmak |
to be about /on the brink of / on the verge of | üzere |
to be about to open a way for herself | kendine yol açmak üzere |
"This must be a big cupboard." thought Lucy still advancing and pushing the soft folds of coats to the side about to open a way to herself. | 'Bu çok büyük bir dolap olmalı.' diye düşündü Lucy hâlâ ilerleyerek ve paltoların yumuşak büklümlerini kendine yol açmak üzere kenara iterek . |