| immediately /at once | hemen |
| to enter | girmek |
| immediately she entered the wardrobe | hemen dolabın içine girdi |
| to plunge /dive | dalmak |
| in between | arasında |
| she dived inbetween the coats | paltoların arasına daldı |
| to wipe on /rub against | sürmek |
| she wiped her face over the coats | yüzünü paltolara sürdü |
| İmmediately she entered the wardrobe, dived among the coats and wiped her face over the coats | hemen dolabın içine girdi, paltoların arasına daldı ve yüzünü paltolara sürdü. |
| Doubtless /no doubt | kuşkusuz |
| to leave open | açık bırakmak |
| No doubt she left the door open | Kuşkusuz kapıyı açık bırakmıştı |
| because she knew | çünkü biliyordu |
| to be foolish | sersemlik olmak |
| to lock( in) /to close sthg | kapatmak |
| to lock oneself in | kendisini kapatmak |
| to lock oneself into a cupboard | kendisini bir dolaba kapatmak |
| man /human | insan |
| it would be foolish for someone (a human) to lock himself inside a cupboard | insanın kendisini bir dolaba kapatması sersemlik olacaktı |
| because she knew it would be foolish for someone (a human) to lock himself inside a cupboard | çünkü insanın kendisini bir dolaba kapatmasının sersemlik olacağını biliyordu. |
| No doubt she left the door open because she knew it would be foolish for someone (a human) to lock himself inside a cupboard | Kuşkusuz kapıyı açık bırakmıştı,çünkü insanın kendisini bir dolaba kapatmasının sersemlik olacağını biliyordu. |