to like more | daha çok sevmek |
there was nothing | hiçbir şey yoktu |
there was nothing that Lucy liked more | Lucy 'nin daha çok sevdiği hiçbir şey yoktu |
to touch (+dat) | dokunmak |
to touch fur | kürke dokunmak |
There was nothing Lucy liked more than touching fur. | Lucy'nin kürke dokunmaktan daha çok sevdiği hiçbir şey yoktu. |
smell | koku |
its smell | onun kokusu |
There was nothing Lucy liked more than its smell . | Lucy'nin onun kokusundan daha çok sevdiği hiçbir şey yoktu. |
There nothing Lucy liked more than touching fur and its smell. | Lucy 'nin kürke dokunmaktan ve onun kokusundan daha çok sevdiği hiçbir şey yoktu. |