| Nothing will happen. | Bir şey olmaz. |
| here (nominative) /this place | burası |
| so /such | öyle |
| such a house | öyle bir ev |
| This here is such a house, that... | Burası öyle bir ev, ki... |
| if we do | yaparsak |
| let us do | yapalım |
| whatever we do | ne yaparsak yapalım |
| nobody | kimse |
| he doesn't say | demez |
| nobody will say a thing | kimse bir şey demez |
| This here is such a house, that whatever we do, nobody will say a thing. | Burası öyle bir ev, ki ne yaparsak yapalım kimse bir şey demez. |
| they don't hear | duymazlar |
| us | bizi |
| they don't hear us | bizi duymazlar |
| anyway /in first place /besides | zaten |
| they don't hear us anyway | bizi duymazlar zaten |
| Anyway, they won't hear us anyway. | Her neyse, bizi duymazlar zaten. |
| here/in this place (locative) | burada |
| so many | o kadar çok |
| hallway | koridor |
| so many hallways | o kadar çok koridor |
| There are so many hallways here | Burada o kadar çok koridor var |
| staircase | merdiven |
| There are so. many staircases here, that... | Burada o kadar çok merdiven var, ki... |
| There are so many hallways and staircases here, that... | Burada o kadar çok koridor ve merdiven var, ki |
| food | yemek |
| dining room | yemek odası |
| to go to the dining room | yemek odasına gitmek |
| even | bile |
| even to go to the dining room | yemek odasına gitmek bile |
| ten minutes | on dakika |
| it takes / pass (time) | sürüyor |
| it takes ten minutes | on dakika sürüyor |
| to go to the dining room it takes ten minutes | yemek odasına gitmek on dakika sürüyor |
| even to go to the dining room it takes ten minutes | yemek odasına gitmek bile on dakika sürüyor |
| There are so many hallways and staircases here, that even to go to the dining room takes ten minutes. | Burada o kadar çok koridor ve merdiven var, ki yemek odasına gitmek bile on dakika sürüyor. |
