to remind s. o. /to remind of andırmak remember /commemorate /reminisce (a) anmak to be hanged /suspended asılmak to hang /suspend asmak to be opened /+ Dat. to open into, to lead to açılmak to open açmak to entertain/host /receive/ welcome ağırlamak to wait /expect beklemek unexpected /unimagined /unforeseen beklenmedik an unexpected party beklenmedik bir parti to be expected beklenmek a /one bir a Hobbit hole (k) bir hobbit kovuğu it was a Hobbit hole (k) bir hobbit kovuğuydu It was a Hobbit hole and this also meant comfort. Bir hobbit kovuğuydu ve bu da konfor demekti. a Hobbit lived (used to live) bir hobbit yaşardı it had a door bir kapısı vardı having a handle bir kolu olan it had a handle bir kolu vardı a party bir parti lots of /heaps of bir sürü heaps of hooks bir sürü kanca in one direction bir yöne pipe / tube /conduit boru tubular / canulate /tube shaped /trumpet shaped boru şekilli a tube shaped hall boru şekilli bir hol to be painted /coloured boyanmak to be situated /to be present /to be found /+ Gento have bulunmak front (in war) /facade cephe polished (c) cilalı polished (c) armchairs cilalı koltuklar having polished chairs cilalı koltukları bulunan and /also(following noun, participle...) da - de it meant demekti it is not / not değil the other diğer to the other diğerine full (with =ile) dolu smoke /fume duman smokefree dumansız an extremely comfortable tunnel, smokefree, its walls covered with paneling, its floors with tiles and carpets, having polished armchairs and lots of hooks for hats and coats to be hanged dumansız, duvarları lambrili, zeminleri karolar ve halılarla örtülü, cilalı koltukları ve şapkalarla paltoların asılması için bir sürü kancası bulunan wall duvar its walls covered with paneling duvarları lambrili örtülü its walls covered with paneling, its floors with tiles and carpets duvarları lambrili, zeminleri karolar ve halılarla örtülü whirling /swirling /by turning döne döne to wind on turn by turn / to wind on and on /to proceed by turning döne döne ilerlemek smooth /straight /glatt /horizontal düz smooth /straight /glatt /(correctly built) düzgün neatly (correctly built) but not very straight düzgün ama pek düz olmayan in a smooth (correctly built) but not so straight way düzgün ama pek düz olmayan bir tarzda neatly düzgün bir tarzda fond /keen /addicted düşkün carpet halı covered (ö) with carpets halılarla örtülü Hobbits were very fond of entertaining guests. Hobit konuk ağırlamaya pek düşkündü. hall /hallway hol to progress /advance /make progress /proceed ilerlemek wet /damp /moist /humid ıslak a wet hole ıslak bir oyuk not a a wet hole ıslak bir oyuk değil disgusting iğrenç not a disgusting, filthy, wet hole iğrenç, pis, ıslak bir oyuk değil hook /barb kanca door kapı the door was opened /+ Dat. the door opened into/led to kapı açılıyordu the door opened into a hallway kapı bir hole açılıyordu the door opened into a tube shaped hallway. Kapı boru şekilli bir hole açılıyordu. The door opened into a tube shaped hallway, reminding of a tunnel. Kapı, tüneli andıran, boru şekilli bir hole açılıyordu. The door opened into a tube shaped hallway, reminding of a tunnel: an extremely comfortable tunnel, smokefree, its walls covered with paneling, its floors with tiles and carpets, having polished armchairs and lots of hooks for hats and coats to be hanged Kapı, tüneli andıran, boru şekilli bir hole açılıyordu: dumansız, duvarları lambrili, zeminleri karolar ve halılarla örtülü, cilalı koltukları ve şapkalarla paltoların asılması için bir sürü kancası bulunan, son derece rahat bir tünel. tile (k) carrelage karo smell /scent koku arm /handle (door ) kol armchair koltuk comfort konfor guest konuk to receive guests /to welcome guests konuk ağırlamak hole /cavity (k) (in a tree) kovuk sand kum sandy kumlu also not a sandy hole kumlu oyuk da değil dry kuru also not a dry, unvarnished, sandy hole kuru, çıplak, kumlu bir oyuk da değil tail kuyruk small küçük panel /paneling lambri bull's eye / Bullauge (round window e. g. submarine) lomboz like a bull's eye lomboz gibi very round like a bull's eye lomboz gibi yusyuvarlak having a polished brass handle, very round like a bull's eye and right in its center. lomboz gibi yusyuvarlak ve tam ortasında parlak pirinçten bir kolu olan a place to sit oturacak bir yer not having a place to sit oturacak bir yeri olmayan a hole not having a place where to sit or to eat food Oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan bir oyuk also not a dry, unvarnished, sandy hole, having no place where to sit or to ear Oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan kuru, çıplak, kumlu bir oyuk da değil to sit /live (stay) oturmak cavity /hole /cavern /niche (in the ground) oyuk in a hole oyukta coat (winter coat) palto for coats to be hanged paltoların asılması için lots of hooks for coats to be hanged paltoların asılması için bir sürü kanca having lots of hooks for coats to be hanged paltoların asılması için bir sürü kancası bulunan bright / shiny /brilliant / polished parlak a polished brass handle parlak pirinçten bir kol party /feast parti very /much (p) pek very much /plenty /numberless pek çok There were many small doors. Pek çok küçük kapı vardı. brass / Messing /rice pirinç (of/from) brass pirinçten dirty /filthy /nasty pis not a filthy hole pis oyuk değil comfortable / easy /at ease /restful /undisturbed rahat worm solucan worm tails solucan kuyrukları with worm tails solucan kuyruklarıyla a hole full with worm tails solucan kuyruklarıyla dolu bir oyuk Not a hole full of worm tails and a slushy smell Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu bir oyuk değil not a disgusting, filthy, wet hole, full of worm tails and a slushy smell Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu, iğrenç, pis, ıslak bir oyuk değil Not a disgusting, filthy, wet hole, full of worm tails and a slushy smell, also not a dry, unvarnished, sandy hole having no place where to sit or to eat. Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu, iğrenç, pis, ıslak bir oyuk değil, oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan kuru, çıplak, kumlu bir oyuk da değil Not a disgusting, filthy, wet hole(o) , full of worm tails and a slushy smell, also not a dry, unvarnished, sandy hole(o) having no place where to sit or to eat: It was a Hobbit hole(k) and this also meant comfort. Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu, iğrenç, pis, ıslak bir oyuk değil, oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan kuru, çıplak, kumlu bir oyuk da değil: Bir hobbit kovuğuydu ve bu da konfor demekti. extremely /highly /to the last degree son derece extremely comfortable son derece rahat an extremely comfortable tunnel son derece rahat bir tünel then /after sonra water su watery /soupy /runny sulu slosh /sludge sulu çamur the smell of sludge sulu çamur kokusu with a smell of sludge sulu çamur kokusuyla a hole full with the smell of sludge sulu çamur kokusuyla dolu bir oyuk right in the middle tam ortasında having a polished brass handle right in the middle tam ortasında parlak pirinçten bir kolu olan hill /mount tepe the side (facade) of the hill tepenin yan cephesi ground /soil toprak in/on the ground toprakta that is/was in/on the ground topraktaki In a hole that was in the ground topraktaki bir oyukta In a hole that was in the ground there lived a hobbit. Topraktaki bir oyukta bir hobbit yaşardı. tunnel tünel The tunnel winding on and on opened into the side (facade) of the hill. Tünel döne döne ilerleyerek tepenin yan cephesine açılıyordu. The tunnel, winding on and on, opened in a correctly built but not very straight way into the side (facade) of the hill and there were a great many small doors first opening into one direction then into the other. Tünel döne döne ilerleyerek tepenin yan cephesine düzgün ama pek de düz olmayan bir tarzda, açılıyordu ve önce bir yöne sonra diğerine açılan pek çok küçük kapı vardı. The tunnel opened in a correctly built but not very straight way onto its side. Tünel düzgün ama pek de düz olmayan bir tarzda yan cephesine açılıyordu. The tunnel opened in a correctly built but not very straight way... Tünel düzgün ama pek de düz olmayan bir tarzda... The tunnel opened in a correctly built but not very straight way onto the side (facade) of the hill. Tünel yan cephesine düzgün ama pek de düz olmayan bir tarzda açılıyordu. reminding of a tunnel tüneli andıran a hallway reminding of a tunnel tüneli andıran bir hol there was /were vardı and ve and this also meant comfort ve bu da konfor demekti and there were a lot of little doors on it first opening into one direction then into the other ve üzerinde önce bir yöne sonra diğerine açılan pek çok küçük kapı vardı or veya side (y) yan side façade /side yan cephe to its side yan cephesine to live /exist yaşamak food /meal yemek to eat yemek to eat food yemek yemek a place to eat food yemek yiyecek bir yer not having a place to eat yemek yiyecek bir yeri olmayan a place yer green yeşil to be painted /coloured in green yeşile boyanmak green painted yeşile boyanmış it had a door painted in green yeşile boyanmış bir kapısı vardı. it had a green painted door with (having) a handle yeşile boyanmış, kolu olan bir kapısı vardı. It had a green painted door, having a polished brass handle, very round like a bull's eye and right in its center. Yeşile boyanmış, lomboz gibi yusyuvarlak ve tam ortasında parlak pirinçten bir kolu olan bir kapısı vardı. It had a green painted door with a polished brass handle. Yeşile boyanmış, parlak pirinçten kolu olan bir kapısı vardı. very round yusyuvarlak round yuvarlak direction yön floor /base /Boden /ground zemin its floors zeminleri its floors covered (ö) with carpets zeminleri halılarla örtülü its floors covered (ö) with tiles and carpets zeminleri karolar ve halılarla örtülü mud /clay /dirt çamur naked /bare /unvarnished çıplak first önce first in one direction önce bir yöne first in one direction then in the other önce bir yöne sonra diğerine There were a great many small doors first opening into one direction then into the other. Önce bir yöne sonra diğerine açılan pek çok küçük kapı vardı. covered (ö) örtülü on it üzerinde there were a lot of little doors on it üzerinde pek çok küçük kapı vardı hat şapka hats and (with) coats şapkalarla paltolar having lots of hooks for hats and coats to be hanged şapkalarla paltoların asılması için bir sürü kancası bulunan an extremely comfortable tunnel having lots of hooks for hats and coats to be hanged şapkalarla paltoların asılması için bir sürü kancası bulunan son derece rahat bir tünel