Word
gitmek
Meaning
to go
Part of speech
VERB - transitive, non-causative, VERB - ablative, VERB - dative
Pronunciation
Course
Usages of gitmek
Gitmek istiyorum.
I want to go.
Eve gidiyorum.
I am going home.
Gitme.
Don't go.
Peki, ben gidiyorum, tamam mı?
Well, I am going, okay?
(Sen) eve mi gidiyorsun?
Is it to home that you are going?
(Sen) eve gidiyor musun?
Are you going home?
Sen mi eve gidiyorsun?
Is it you who is going home?
(Ben) buradan oraya gidiyorum.
I am going from here to thereO.
(Sen) nereye gidiyorsun?
Where are you going?
(Benim) yanımdan git!
Get lost! (Literally: go from my side)
(Ben) dışarıya çıkıyorum.
I am going outsideNOUN.
As a phrase, 'to go outside' is translated to Turkish as "dışarı çıkmak".
(Ben) dışarı çıkıyorum.
I am going outsideADVERB.
As a phrase, 'to go outside' is translated to Turkish as "dışarı çıkmak".
(Biz) bazen işten sonra sinemaya gidiyoruz.
We sometimes go to the cinema after work.
Bakkala gitme. Hala biraz ekmeğimiz var.
Don't go to the grocery. We still have someB bread.
(Biz) nisanda gidiyoruz.
We are going in April.
(Ben) metroyla gidiyorum.
I am going by metro.
(Sen) kiminle sinemaya gidiyorsun?
With whom are you going to the cinema?
(Sen) onlarla gitmedin mi?
Didn't you go with them?
Trafik ışıklarından düz gidin.
Go straight atFROM the traffic lights.
yemeğe gitmek
to go to dinner; to go to lunch
(Sen) saat dokuzda gideceksin, değil mi?
You will go at nine o'clock, right?
(Biz) gitmeyecek miyiz?
Won't we go?
(Biz) ne zaman gideceğiz?
When will we go?
Sinemaya gidelim mi?
Shall we go to the cinema?
(Ben) oraya yalnız gidiyorum.
I am going there alone.
Hiçbiriniz gitmiyorsunuz.
None of you are going.
Sinemaya genellikle sabah giderim.
I usually go to the cinema in the morning.
Belki yarın derse gideriz.
Maybe we will go to the lesson tomorrow.
Pazara gidelim bugün.
Let's go to the bazaar today.
Okula gidersin.
You will go to school.
Kıçındaki ben için doktora gittin mi?
Did you go to the doctor for the mole on your ass?
Öyle aniden gittin ki seni unutamadım.
You went away so suddenly that I could not forget you.
Pazar akşamı ablam ile sinemaya gittiydik.
Sunday night we had went to the cinema with my sister.INFORMAL
Yarın İstanbul'dan gidiyormuşsunuz.
(Apparently, I heard that) Tomorrow you are leaving Istanbul. [Lit.] Tomorrow from İstanbul you are going-ed.
5 Kasım gecesi Ankara'ya gidiyorduysanız suçlusunuz!
If you were going to Ankara at the night of 5th of November, you are guilty!
Terziye git, pantolonunun paçalarını kısalt.
Go to the tailor, shorten the cuffs of your pants.
Bu saatte çok trafik vardır, gitmeyin.
There is probably a lot of congestion at this hour, don't go.
Gitmem gerekiyor.
My going is needed.
Yazın Amerika'ya Work and Travel'a gideceğim.
I will go to the U.S for Work and Travel in summer.
Haziran ayları ailemle tatile giderim.
Every June, I go on vacation with my family.
Okula gitmek zorundayım.
I have to go to school.
Git ve amcana bir takım elbise satın al
Go and buy a suit for your (paternal) uncle.
Analı kızlı bir pikniğe gittik.
We went to a mother-daughter picnic.
Gitmem lazım.
My going is needed.
Sizsiz gitmem ben o konsere.
I won't go to that concert without you guys.
Şurası gölge, oraya gidelim.
[Lit.]There is shadow, let's go over there.
Şuradan gidelim.
Let's go that way. [Lit.] Let's go from that place.
Nereye gidiyorsun?
Where are you going?
Markete gidip sigara aldım.
I went to the market and bought cigarettes.
Sabah erken kalkıp deniz kenarına gidelim.
Let's get up early in the morning and go to the seaside.
İnşallah kazasız belasız gidersiniz.
[Lit.] Hopefully you go without accidents without trouble.
Keşke eve gitsek.
I wish we went home.
Okulu yakın olsaydı her gün kütüphaneye giderdi.
If his school was close, he would go to the library every day.
Havuz kirli değilse gidin yüzün.
If the pool is not dirty, go swim.
Paranız yoksa tatile gidemezsiniz.
If you don't have money, you can't go on a vacation.
Canın sıkıldıysa sinemaya gidelim mi?
If you're bored, let's go to the cinema?
Ceren'le beraber gittiğimiz tatilden beri görüşmedik.
We haven't met up with Ceren since the vacation we went on together.
Bu iş bitse gideceğim.
I will go if this work ends.
Keşke işe gitsem.
I wish that I went to work.
Keşke işe gitsen.
I wish that you went to work.
Keşke işe gitse.
I wish that he went to work.
Keşke işe gitsek.
I wish that we went to work.
Keşke işe gitseniz.
I wish that you went to work.
Keşke işe gitseler.
I wish that they went to work.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.
Your questions are stored by us to improve Elon.io
You've reached your AI usage limit
Sign up to increase your limit.