gelmek

Usages of gelmek

Gel.
Come.
Gelin lütfen.
Come please.
(O) geliyor.
She is coming.
Onlar yarın geliyor.
They are coming tomorrow.
Gelmiyor musun?
Aren't you coming?
Geliniz.
Come.
(Onlar) ne zaman geliyorlar?
When are they coming?
(O) nereden geliyor?
From where is it coming?
(Ben) hemen sana geliyorum.
I am coming to youSEN immediately.
(Benim) yanıma gel.
Come by my side.
(Ben) içeriye geliyorum.
I am coming insideNOUN.
(Ben) içeri geliyorum.
I am coming insideADVERB.
(Ben) okuldan eve geliyorum.
I am coming home from school.
(Onlar) sekiz ağustosta geliyor(lar).
They are coming on August eight.
Mayısın on ikisinde geliyoruz.
The twelfth of May we are coming.
(Sen) gelmedin.
You haven't come.
(Ben) bisikletle geliyorum.
I am coming by bicycle.
(Sen) otobüsle gelmedin mi?
Didn't you come by bus?
Atla geldi.
He came on horseback.
(Sen) benimle geliyor musun?
Are you coming with me?
(Ben) sizinle gelmek istiyorum.
I want to come with you.
Rüzgar kuzeydoğudan geliyor.
The wind is coming from the northeast.
Hoş geldin.
Welcome. [Lit.] You came pleasantly.
(Ben) gelmeyeceğim.
I will not come.
(O) gelmeyecek mi?
Won't he come?
(Siz) arabayla gelecek misiniz?
Will you come by car?
Buraya sık sık geliyorum.
I come here often.
Akşam yemeğini yedikten sonra geleceğim.
I will come after eating dinner.
Okuldan eve geldikten sonra ödevini yap.
Do your homework after coming home from school.
Yarın geliyorlar.
They are coming tomorrow.
Eve geliyorum.
I am coming home.
Geliyorum eve.
I am coming home.
Ne kadarınız geldi?
How many of you came?
Son derse gelmeyeceğiz.
We will not come to the last class.
Bu otobüs hep geç gelir.
This bus always comes late.
Bazı akşamlar Kamil eve gelmez.
Kamil does not come home some evenings.
O akşam toplantıya gelmeyebilirim.
I might not come to the meeting that evening.
Halam sonraki hafta bize ziyarete gelecek.
My (paternal) aunt will come to visit us next week.
Ödevini yapsan futbol oynayabiliriz.
If you do your homework we can play soccer.
Cenazeye Kamil gelecekse biz gelmeyeceğiz.
If Kamil will come to the funeral we won't.
Dişim ağrırsa akşamki maça gelemem.
If my tooth hurts, I can't come to the match this evening.
gelir
income
gelişmek
to developINTRANSITIVE
Kayısılar Malatya'dan geliyor.
Apricots are coming from Malatya.
Burama kadar geldi!
I've had enough! [Lit.] It came until this place of my body!
Fun fact: When uttering this, the speaker makes his/her hand flat and places it near his/her throat. "Buram" refers to the speaker's throat-level.
Yazın sizin oralara gelmeyi planlıyoruz.
[Lit.] We plan to come to those regions of yours in the summer.
Hepimiz babamın eve gelmesini sabırsızlıkla bekliyorduk.
All of us were impatiently expecting my dad to come home.
Yani gelmek istiyorum ama belki gelmem, bilmiyorum.
I mean I want to come, but maybe I won't. I don't know.
Eve geç gelirsem babam çok kızıyor.
If I come home too late my dad gets very angry.
Alkol varsa gelirim.
If there's alcohol I will come.
Suzan'ı sevseydim yarınki partiye gelirdim.
If I liked Suzan, I would come to the party tomorrow.
Müsaitseniz annem ziyarete gelecek.
If you are available my mother will come visit.
Kıyafetlerim yüzünden yargılanacaksam partiye gelmem.
If I will be judged because of my clothes, I won't come to the party.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.

Start learning Turkish now

You've reached your AI usage limit

Sign up to increase your limit.