Usages of baba
babaanne
paternal grandmother
büyükbaba
grandfather
(senin) baban
your father
çocuğun babası
the child's father
babamın cep telefonu
my father's cellphone
Bazı gecelerde babamızı görürüz.
Some nights we see our father.
Baban ilaçlarımı eczaneden aldı mı?
Did your father get my medications from the pharmacy?
Babası yarın seni futbol maçına götürmeyebilir.
Her father might not take you to the football match tomorrow.
Akşam eve dön ki baban kızmasın.
Return home in the evening not to let your dad get angry.
Here the -sın ending turns the verb into a third person imperative. So instead of saying do X to a person it says let person Y do X.
Keşke baban seni dövseymiş.
I wish that your father had beaten you up.
Annenin babanla bir problemi yokmuş.
Your mother does not have a problem with your father. APPARENTLY
Babam kurallarını kendisine uygulamıyor.
My father doesn't apply his rules to himself.
Babası yarı zamanlı çalışıyor.
His father works part-time.
Baban öyle düşünmüyor.
Your father doesn't think so.
Babamın paltosu çok ağır.
My father's coat is very heavy.
Babamın patronu her pazar golf oynuyor.
My father's boss plays golf every sunday.
Babamın burnunu kırdığı hırsız
The thief whose nose my father broke
Komşunun salak çocuğu, babasının parası sayesinde o işe alındı.
Your neighbour's stupid child got that job thanks to his father's money.
Hepimiz babamın eve gelmesini sabırsızlıkla bekliyorduk.
All of us were impatiently expecting my dad to come home.
Babama şeyi söylediniz mi?
Did you tell my dad the thingie?
Babam bana para verirse kulaklık alacağım.
If my father gives me money, I am going to buy headphones.
Eve geç gelirsem babam çok kızıyor.
If I come home too late my dad gets very angry.
Arayan annem değilse babamdır.
If the one who called isn't my mom, it's (probably) my dad.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.