a very long road | çok uzun bir yol |
one very hot coffee | bir çok sıcak kahve |
Those dogs are very big. | O köpekler çok büyük(ler).O köpekler çok büyük(ler). |
You are not very old. | (Siz) çok yaşlı değilsiniz.(Siz) çok yaşlı değilsiniz. |
No, they are very cheap. | Hayır, (onlar) çok ucuz(lar).Hayır, (onlar) çok ucuz(lar). |
From there to here is very far. | Oradan buraya çok uzak.Oradan buraya çok uzak. |
many, a lot of | birçok |
Some dogs are very small. | Bazı köpekler çok küçük. |
What a pity; What a shame. | Çok yazık. |
These lemons are very sweet. | Bu limonlar çok tatlı. |
I was very fat. | (Ben) çok şişmandım.(Ben) çok şişmandım. |
After drinking tonight I will be very drunk. | Bu akşam içtikten sonra çok sarhoş olacağım.Bu akşam içtikten sonra çok sarhoş olacağım. |
most | çoğu |
He is very excited. | O çok heyecanlı. |
Her mother is very worried. | Annesi çok endişeli. |
Some children are very smart. | Bazı çocuklar çok akıllı. |
They are very selfish, they never share. | (Onlar) çok benciller, hiç paylaşmazlar.(Onlar) çok benciller, hiç paylaşmazlar. |
This forest's stones and rocks are very hard. | Bu ormanın taşları ve kayaları çok sert. |
Bless you.[Lit.] Live long.Said after someone sneezes | Çok yaşa. |
The wedding in August will be very boring. | Ağustostaki düğün çok sıkıcı olacak. |
The work place's desks are very wide, the school's are pretty narrow. | İş yerinin masaları çok geniş, okulunkiler oldukça dar.İş yerinin masaları çok geniş, okulunkiler oldukça dar. |
I will be very happy if you graduate. | Mezun olsan çok mutlu olacağım. |
The weather is very cold in winter months. | Kış aylarında hava çok soğuk olur. |
When speaking with patients, doctors are very careful. | Doktorlar hastalarla konuşurken çok dikkatli olurlar.Doktorlar hastalarla konuşurken çok dikkatli olurlar. |
[Apparently] Romeo and Juliet loved each other very much. | Romeo ve Jüliet birbirlerini çok sevmiş.Romeo ve Jüliet birbirlerini çok sevmiş. |
Your weapons are very successful at protecting the region. | Silahlarınız bölgeyi korumakta çok başarılı. |
Authors, when writing a novel, should pay attention to the story and to the characters. | Yazarlar roman yazarken, hikayeye ve karakterlere dikkat etmeli. |
My little cousin is a very erratic child. | Küçük kuzenim çok dengesiz bir çocuk. |
The salary of an average citizen is very low, including (that of) the doctors. | Ortalama bir vatandaşın maaşı çok düşük, doktorlar dahil. |
We rejoiced thanks to the news of my maternal uncle. | Dayımın haberleri sayesinde çok sevindik.Dayımın haberleri sayesinde çok sevindik. |
Kamil's head is very big. | Kamil'in kafası çok büyük. |
My feet are very tired. | Ayaklarım çok yorgun. |
Your dress is very lovely. | Elbiseniz çok hoş. |
My father's coat is very heavy. | Babamın paltosu çok ağır. |
Yarkın loves to eat peaches very much. | Yarkın şeftali yemeyi çok seviyor.Yarkın şeftali yemeyi çok seviyor. |
There is a very good pumpkin dessert at home. | Evde çok güzel balkabağı tatlısı var. |
Your team is very bad this year. | Bu yıl sizin takımınız çok kötü.Bu yıl sizin takımınız çok kötü. |
Look at the sky, the stars are very beautiful. | Gökyüzüne bak, yıldızlar çok güzel. |
The girl who is sleeping is very beautiful. | Uyuyan kız çok güzel. |
Furkan's sister who is going to get married is very rich (apparently). | Furkan'ın evlenen ablası çok zenginmiş.Furkan'ın evlenen ablası çok zenginmiş. |
The institution Duygu is going to apply to, is very prestigious (so I've heard/apparently). | Duygu'nun başvuracağı kurum çok prestijliymiş. |
My mom used to knit very beautiful laces. | Annem çok güzel dantel örerdi. |
When you cry, your mother gets very sad. | Ağladığınızda anneniz çok üzülüyor. |
If people work in very tiring jobs, they will be unhappy. | İnsanlar çok yorucu işlerde çalışırlarsa mutsuz olurlar. |
If I come home too late my dad gets very angry. | Eve geç gelirsem babam çok kızıyor. |