Question | Answer |
---|---|
to stone | taşlamak |
elephant | fil |
They are going to stone the big elephant. | Büyük fili taşlayacaklar. |
to double | ikilemek |
to spy, to monitor | gözlemek |
brother | birader |
Big Brother watchesSPIES us all. | Büyük Birader hepimizi gözlüyor. |
time | defa As in: I died three times. Üç defa öldüm. |
paper | kağıt |
to fold | katlamak |
piece, part | parça |
[Lit.] You can't fold any piece of paper more than seven times. | Herhangi bir kağıt parçasını yedi defadan fazla katlayamazsın. |
to dig | kazmak |
stake; pile; deceit | kazık |
to rip off, to pull a fast one; to double-cross | kazıklamak |
glass | cam |
The owner of that glass shop ripped yousen off. | O cam dükkanının sahibi seni kazıkladı. |
to explain, to clarify | açıklamak |
responsible | sorumlu |
responsibility | sorumluluk |
The bosses are explaining our responsibilities to us. | Patronlar bize sorumluluklarımızı açıklıyorlar. |
Your questions are stored by us to improve Elon.io