Question | Answer |
---|---|
to drive a car | araba kullanmak |
If there is snow on the roads, don't drive. | Yollarda kar varsa araba kullanmayın. |
Turkish coffee | Türk kahvesi |
If there is, can I get a Turkish coffee? | Varsa Türk kahvesi alabilir miyim? |
courage, bravery | cesaret |
If he has a little bit of courage, he will apply to that job. | Biraz cesareti varsa o işe başvurur. |
ink | mürekkep |
stain, spot, taint | leke |
If there is no ink stain on your green shirt, you can wear it. | Yeşil gömleğinde mürekkep lekesi yoksa giyebilirsin. |
If you don't have money, you can't go on a vacation. | Paranız yoksa tatile gidemezsiniz. |
ingredient; kit, equipment, material | malzeme |
[Lit.] If there isn't one of these ingredients, we can't make a cake. | Bu malzemelerden biri yoksa pasta yapamayız. |
to ask for help | yardım istemek |
If Ali was here why didn't you ask for help? | Ali buradaydı ise niye yardım istemedin? |
If Deniz knew the killer, the judge will find her guilty. | Deniz katili biliyorduysa hakim onu suçlu bulacak. |
to be squeezed; to be bothered | sıkılmak |
to get bored, to be bored | canı sıkılmak 'Canı' is conjugated according to the person who is bored: canım canın canı canımız canınız canları |
If you're bored, let's go to the cinema? | Canın sıkıldıysa sinemaya gidelim mi? |
Your questions are stored by us to improve Elon.io