Even more adverbs

QuestionAnswer
almost, nearly
hemen hemen
We've almost arrived.
(Biz) hemen hemen vardık.
almost, nearly
neredeyse
to kill
öldürmek
You almost killed me.
(Sen) beni neredeyse öldürdün.
often, frequently
sık sık
I come here often.
Buraya sık sık geliyorum.
definite, absolute, certain; final
kesin
definiteness, absoluteness, certainty; finality
kesinlik
definitely, absolutely, certainly
kesinlikle
That is definitely true.
O kesinlikle doğru.
sudden, abrupt, instantaneously
ani
suddenlyA
aniden
suddenlyB
birden
suddenly
birdenbire
to explode, to burst
patlamak
explosion
patlama
Suddenly it exploded.
(O) birdenbire patladı.
single, only, one, sole, unique
tek
unicolor, monochromatic
tek renkli
alone, solo, on one's own
tek başına
to live; to experience
yaşamak
I live by myself.
(Ben) tek başıma yaşıyorum.

Contributors