Usages of uygun
Çalışmak için uygun bir ortam arıyorum, burada çok gürültü var.
I am looking for a suitable environment to work in; it’s too noisy here.
Bugün hava uygun.
Today the weather is suitable.
Tatile giderken uygun konaklama arayışındayım.
I am looking for suitable accommodation for my vacation.
Konum uygun.
The location is suitable.
Ürünleri karşılaştırmak, en uygun seçeneği bulmamıza yardımcı olur.
Comparing products helps us find the most suitable option.
Ben fiyat listesini inceledim ve en uygun seçeneği buldum.
I examined the price list and found the most suitable option.
Parametrelere uygun testler yapılmadan proje gidişatını netleştirmek mümkün değil.
It is not possible to clarify the project’s progress without conducting tests according to the parameters.
Bugün pazarlık yaptım ve daha uygun fiyata aldım.
I bargained today and got it for a better price.
Taksitle almak istiyoruz; on iki taksit bize uygun görünüyor.
We want to buy it in installments; twelve installments seem suitable for us.
Akşamüstü buluşalım; o saat bana uygun.
Let’s meet in the late afternoon; that time suits me.
Bu salon, kapasite sınırı hariç, bizim grubumuza uygun görünüyor.
This hall seems suitable for our group, except for the capacity limit.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.