Reading Turkish: Deception Point/İhanet Noktası - Dan Brown 129 - New lesson

QuestionAnswer
pretext /excuse
bahane
to escape
kaçmak
the excuse to escape
kaçmak için bahanesi
ready
hazır
the excuse to escape was ready
kaçmak için bahanesi hazırdı
But at least the excuse to escape was ready.
Ama en azından kaçmak için bahanesi hazırdı.
I am obliged to /I have to
zorundayım
I have to go.
Gitmek zorundayım.
'Sirs,' she said. 'I have to go.'
'Beyler,' dedi. 'Gitmek zorundayım.'
to be convenient /to be enough /to permit
el vermek
heart (k)
kalp
my heart (k)
kalbim
It breaks my heart
Kalbim el vermiyor
I am late for work.
İşe geç kaldım.
'Sirs,' she said. 'It breaks my heart, but I have to go. I am late for work.'
'Beyler,' dedi. 'Kalbim el vermiyor ama gitmek zorundayım. İşe geç kaldım.'