Reading Turkish: Her Otostopçunun Galaksi Rehberi 9 - Her Otostopçunun Galaksi Rehberi 9

QuestionAnswer
two thousand years later/after
iki bin yıl sonra
aproximately
yaklaşık olarak
aproximately two thousand years later / after
yaklaşık olarak iki bin yıl sonra
Thursday
Perşembe
on a Thursday
bir perşembe günü
on a Thursday approximately two thousand years later/after
yaklaşık olarak iki bin yıl sonra, bir perşembe günü
Wow ! There are already one hundred and fifty new words you have seen.
Vay. Şimdiden gördüğün yüz elli tane yeni kelime var.
a coffeeshop/ cafe
bir kafe
a coffee (to drink)
bir kahve
in a small cafe
küçük bir kafede
in a small cafe in Rickmondsworth
Rickmondsworth'da küçük bir kafede
approximately two thousand years later on a Thursday in a small cafe in Rickmondsworth
yaklaşık olarak iki bin yıl sonra, bir perşembe günü, Rickmondsworth'da küçük bir kafede
all alone
yalnız başına
to sit
oturmak
A girl sitting all alone in a cafe
Bir kafede yalnız başına oturan bir kız
A girl sitting all alone on a Thursday in a little cafe in Rickmondsworth
bir perşembe günü, Rickmondsworth'da küçük bir kafede yalnız başına oturan bir kız
Suddenly / all at once/ in a flash
Birdenbire
to realize / grasp / understand/ perceive
kavramak
to quickly X
X-ivermek
to quickly realize /grasp
kavrayıvermek
She all of a sudden quickly realized.
Birdenbire kavrayıverdi.
to go wrong
ters gitmek
the thing that was going wrong
ters giden şey
what was the thing that was going wrong
ters giden şeyin ne olduğu
She all of a sudden quickly realized what was the thing that was going wrong.
Birdenbire ters giden şeyin ne olduğunu kavrayıverdi.
(during/in) all this time
bütün bu zaman içinde
All of a sudden the girl quickly realized what was the thing that had been going wrong all this time.
Kız birdenbire bütün bu zaman içinde ters giden şeyin ne olduğunu kavrayıverdi.
Then, approximately two thousand years later on a Thursday a girl sitting all alone in a little cafe in Rickmondsworth all of a sudden quickly realized what it was that had been going wrong all the time.
Sonra, yaklaşık olarak iki bin yıl sonra, bir Perşembe günü, Rickmondsworth'da küçük bir kafede yalnız başına oturan bir kız birdenbire bütün bu zaman içinde ters giden şeyin ne olduğunu kavrayıverdi.
Wow ! There are already one hundred and sixty new words you have seen.
Vay. Şimdiden gördüğün yüz altmış tane yeni kelime var.
to nail
çivilemek
a nail
bir çivi
a hammer
bir çekiç
to be nailed
çivilenmek
after being nailed to a tree
bir ağaca çivilenmesinden sonra
one man ( one of man)
adamın biri
after one man was nailed to a tree
adamın birinin bir ağaca çivilenmesinden sonra
approximately two thousand years after one man was nailed to a tree
adamın birinin bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık olarak iki bin yıl sonra
for saying / because he said
söylediği için
pleasant
hoş
it can be (fut.)
olabilecek
how nice it can be
ne kadar hoş olabilecek
for saying how nice it can (could) be
ne kadar hoş olabileceğini söylediği için
to treat so well
iyi davranmak
for saying how nice it can (could) be to treat people well
insanlara iyi davranmanın ne kadar hoş olabileceğini söylediği için
approximately two thousand years after one man was nailed to a tree for saying how pleasant it could be to treat people well
adamın birinin insanlara iyi davranmanın ne kadar hoş olabileceğini söylediği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık olarak iki bin yıl sonra
Wow ! There are already one hundred and seventy new words you have seen.
Vay. Şimdiden gördüğün yüz yetmiş tane yeni kelime var.
difference
değişiklik
Let the difference be / for a change
değişiklik olsun diye
just for a change
sadece değişiklik olsun diye
Approximately two thousand years after one man was nailed to a tree for saying how pleasant it could be just for a change to treat people well
adamın birinin sadece değişiklik olsun diye insanlara iyi davranmanın ne kadar hoş olabileceğini söylediği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık olarak iki bin yıl sonra
Then, approximately two thousand years after one man was nailed to a tree for saying how pleasant it could be just for a change to treat people well, on a Thursday, sitting all alone in a little cafe in Rickmondsworth...
Sonra, adamın birinin sadece değişiklik olsun diye insanlara iyi davranmanın ne kadar hoş olabileceğini söylediği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık olarak iki bin yıl sonra, bir Perşembe günü, Rickmondsworth'da küçük bir kafede yalnız başına oturan