Reading Turkish: Soğuk Büyü - Kate Elliott 1 - Soğuk Büyü - Birinci Bölüm -a

QuestionAnswer
cold
soğuk
magic
büyü
to be happy /to rejoice /to be glad /to be thrilled
sevinmek
very /much
çok
I am glad /I am thrilled
çok sevindim
already
çoktan
ten
on
piece /grain - used after number word (not obliged) / Stück
tane
word (k)
kelime
ten words
on tane kelime
to learn
öğrenmek
I'm so glad. You have already learned ten words.
Çok sevindim. Çoktan on tane kelime öğrendin.
world /earth
dünya
history
tarih
the history of the world
dünyanın tarihi
ice
buz
in ice
buzda
to begin
başlamak
The world's history began in ice
Dünyanın tarihi buzda başladı
to end / expire
sona ermek
It will end in ice
buzda sona erecek
The world's history began in ice, it will end in ice.
Dünyanın tarihi buzda başladı, buzda sona erecek.
or
ya da
at least
en azından
or at least
ya da en azından
dawn / daybreak
şafak
cool(ness) / chill
serinlik
the coolness of dawn
Şafağın serinliği
twenty
yirmi
I'm so glad. You have already learned twenty words.
Çok sevindim. Çoktan yirmi tane kelime öğrendin.
feather
kuş tüyü
quilt
yorgan
eiderdown
kuştüyü yorgan
hot
sıcak
nice warm / cosy
sıcacık
to sleep
uyumak
under
altında
under which we sleep /slept
altında uyuduğumuz
the cosy eiderdown under which we slept
altında uyuduğumuz sıcacık kuştüyü yorgan
to remove / extract
çıkarmak
with my removing
çıkarmamla
together
birlikte
thirty
otuz
I'm so glad. You have already learned thirty words.
Çok sevindim. Çoktan otuz tane kelime öğrendin.
shoulder
omuz
my shoulders
omuzlarım
together with my removing my shoulders
omuzlarımı çıkarmamla birlikte
cousin
kuzen
my cousin
kuzenim
together with my cousin
kuzenimle birlikte
together with my removing my shoulders from the cosy eiderdown under which I slept together with my cousin
kuzenimle birlikte altında uyuduğumuz sıcacık kuştüyü yorgandan omuzlarımı çıkarmamla birlikte
to me /at me (dative)
bana
this
bu
this (accusative)
bunu
to feel
hissetmek
to make s.o. feel
hissettirmek
It made me feel like this
bana bunu hissettirdi
The coolness of the dawn made me feel like this.
Şafağın serinliği bana bunu hissettirdi.
Or at least the chill of dawn made me feel like this.
Ya da en azından şafağın serinliği bana bunu hissettirdi.
Or at least the chill of dawn together with my removing my shoulders from the cosy eiderdown under which I slept together with my cousin made me feel like this.
Ya da en azından şafağın serinliği kuzenimle birlikte altında uyuduğumuz sıcacık kuştüyü yorgandan omuzlarımı çıkarmamla birlikte bana bunu hissettirdi.