| crowd | kalabalık |
| piece /grain (used optional after numbers) | tane |
| Nice. You have hundred and ten words in your basket. | Güzel. Sepetinizde yüz on tane sözcük var. |
| "light crowd" | ışık kalabalığı |
| Her eyes on the "light crowd" | Gözleri ışık kalabalığında |
| to wait | beklemek |
| she waited | bekledi |
| with patience | sabırla |
| she waited with patience | sabırla bekledi |
| Her eyes on the "light crowd", she waited with patience. | Gözleri ışık kalabalığında, sabırla bekledi. |
| ear | kulak |
| her ear on the buzzing | kulağı uğultuda |
| Her eyes on the "light crowd", her ear on the buzzing, she waited with patience. | Gözleri ışık kalabalığında, kulağı uğultuda, sabırla bekledi. |
| the approaching 'light crowd' | yaklaşan ışık kalabalığı |
| by /through multiplying | çoğalarak |
| to approach by multiplying | çoğalarak yaklaşmak |
| the 'light crowd' approaching by multiplying | çoğalarak yaklaşan ışık kalabalığı |
| Her eyes on the 'light crowd' approaching by multiplying | Gözleri çoğalarak yaklaşan ışık kalabalığında |
| to rise /swell | yükselmek |
| her ear on the rising buzz | kulağı yükselen uğultuda |
| wave | dalga |
| wave by wave | dalga dalga |
| the buzz increasing wave by wave | dalga dalga yükselen uğultu |
| her ear on the wave by wave increasing buzz | kulağı dalga dalga yükselen uğultuda |
| Her eyes on the "light crowd" approaching by multiplying, her ear on the wave by wave increasing buzz, she waited with patience. | Gözleri çoğalarak yaklaşan ışık kalabalığında, kulağı dalga dalga yükselen uğultuda, sabırla bekledi. |